Söyleyin nerde ruhumun dünyası o diyar,
Ferhat gibi dağları yarıp yarıp gideyim..
Eşiğine baş koyup da ağlayayım zâr zâr,
'"Ne olur gel, gel artık'" diye feryat edeyim!
Yıllar var onun hayaliyle avunuyorum,
Kanayan şu gönlümde en onulmaz yaralar;
Kimse bilmez nasıl bir hicranla yanıyorum,
Gözlerimden akan gönlümdeki hâtıralar...
Ey tatlı hülya, bir şifâ sun kendi dilinden,
Ateş-i hicranımı onunla söndüreyim.
Vur mızrabını, nağmeler duyur bam telinden,
Duyur ki, onunla efgâmmı dindireyim.