Memleketimin en yüksek noktası burası
Ne mümkün saatlerce yıkılmadan durasın
Hep yanımda olman için herşeyden vazgeçesim var
Olaya benim açımdan bakınca kalbimden kovasım
Kafeler,barlar,parklar,sahil
Mesken parkında hergün oturduğum o bankta dahil
Senin için yok edemeyeceğim hiç bir şey yok inan
Buna dünyayı ateşe verip içinde yok olmakta dahil
Yinede değişemezsin ben gözünde aynıyım
Beni sen değil dostlarım yere düşünce kaldırır
Senin uğruna benim olmaktan vazgeçmişken
Tekrar delirebilirim seni güzel bulan herkese saldırıp
Seni andırır yüzün hatta yüzün de sen gibi
Aynalara bakarak karardım üzüm ve sen gibi
Gücüm bir sel gibi her sokakta hatıram
İşte bu yüzden bu şehrin her sokağı nemlidir
Seni görmeden ölmektense
Ölürüm buna ölmek dersen
Başım ağrıyor ölmekteysem...
Ölüm eşittir dönmek terse
İstanbul,duygularımın sentezi
İçinde sana benzeyen birçok şey var,benzerin
Vücudum rıhtımdaki kaldırımdan ayaklarıma uzanan
20 yıllık tren raylarında hemzemin
Kırgınlığım sana değil sen olmayan herkese
Olmayan bir yerde beni sıkılmadan beklesen
ve den sonra çektiğim ilk çizgisin
Ve gün geçtikçe daha düz olacaksın ben sabrıyla beklesen
Ekmesem saksılara her sabah bir can tohumu
Sonum üç yıl önce ölmüş olmak olurdu
Seni Kaplıkaya'nın saf suyunda,Uludağ'ın yamaçlarında,
Boğazın en dibinde buldum cennet ne boş konumdur
Olur mu ? Sarıl bana tüm buzlarım erisin
Kokunu duyan onsekiz bin aleme göz ferisin
Çevremde milyonlarca çılgın,manyak insan var
Hepiniz sahtesiniz fakat ben aşkın öz delisi